T. C. Çocuk Zirvesi Toplantısı

20 Kasım 1996
Dedeman İstanbul Otel
 
Nazire Dedeman
Koruyucu Başkan
Konuşma Metni 

 
Haklarını bilmek ve hakkını kullanmayı bilmek karşısındakinin de hakkını bilmek ve saygı duymaktır.
 
Hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü kavramları üzerinde çok durulmasına karşın, ülkemiz insanlarının bilincinde açıklık kazanmamıştır. Bu da, bireylerin konunun kanun yapıcılarını ilgilendirdiği izleniminden kaynaklanmaktadır. Oysa vatandaşlık hakkı ve sorumluluğu taşıyan toplumlar hukuku ve adaleti var edebilmektedir ve etmelidir. Buna başta ülkemiz olmak üzere tüm dünyanın çok gereksinimi olduğunu biliyorum. Onurlu toplumlar hukuka saygılı, insanca yaşama hakkını koruyabilen toplumlardır. Onur, barışın saygınlık tartısı, gelişmenin hak ve özgürlükten sapmayan yol gösterici pusulasıdır. Ve biliyoruz ki, insan onuru hukuk devletinin benimsenmesi, hukukun korunması ve gelişmesi ile eşanlamlıdır.
 
Hukuk ve haklar yalnızca suçu tanımlayan ve cezayı belirleyen bir kurum değil, gelişmeye ve insanca yaşamaya ışık tutan bir çerçeve olarak görülür. Böyle harekete geçirilmesi hukuk ve hukuk devleti kavramlarının günlük yaşamımıza girmesiyle olanaklıdır. Çünkü hukuk, adalet, onu isteyen ve bu istek doğrultusunda çaba veren vatandaşların etkinlikleri ile somutlaşır. Hukuk durağan değildir. Metodik ve sistematik bir şekilde incelenmesi ve günün şartlarına göre yaşama geçirilmesi de gerekir.
 
Barışçıl bir toplumun sağlanması hukukun üstünlüğünün sağlanması ile mümkündür. Haklarını bilmek ve kullanmak bireylerin görevi olmalıdır.
 
Haklarını - onların içeriğini, kapsamını ve sınırlarını - bilen, bunu hukuksal yollarla koruyabilen, adalet duygusu ve adalete inancı gelişmiş bireylerden oluşan bir toplum “Hukuk Devleti” olma koşullarından biridir. Bu da eğitimle gerçekleşir. Bizler bu eğitimlerle demokrasi dediğimiz o güzel çizgiyi bulmuş olacağız.