Umut Vakfı - Türtob İnternet Semineri

19 Mart 1997
Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı / İstanbul
 
Nazire Dedeman
Umut Vakfı Kurucu Başkan
Konuşma Metni 

 
Sayın Turizmciler, Sevgili Turizm Öğrencileri, Sayın Basın Mensupları, ve Umut Vakfı’nın Değerli Gönül Verenleri…
 
TÜRTOB ve UMUT VAKFI’nın elele düzenlediği Turizmle  Barış İnternet Seminerine hoşgeldiniz.
 
Konuşmama sizlere Umut Vakfımızın amacını anlatarak başlamak istiyorum.  Sizler için hazırladığımız dosyamızdaki çalışmalarımızdan da anlaşılacağı üzere, Vakfımız ülkemizde vatandaşlarımıza hukukun üstünlüğünü benimsetip uygulanmasına katkıda bulunmalarını sağlamak; dünyada da, önderimiz Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” anlayışından yola çıkarak barışın sağlanması, sürdürülmesi ve geliştirilmesine yardımcı olmak amacındadır.
 
Bildiğiniz gibi, Umut Vakfı 1993 yılında kuruldu. Vakfımız gerçekleştirdiği birçok seminer ve konferanslarla Orta Doğu, Balkanlar, Avrupa barış süreçlerinde öncülük etmiş, ulusal ve uluslararası düzeyde barışa katkıda bulunmuş, barışçıl uzlaşma yöntemlerinin Türkiye’de tanıtılmasına ve öğretilip benimsenmesine ve de uygulanmasına öncülük etmektedir. Ulusal düzeyde çok iyi tanınan Umut Vakfı, Avrupa barış kataloglarında yer almıştır.  Türkiye için iftiharla söyleyebileceğim, henüz Türkiye Avrupa Birliğine girmemişken, Umut Vakfı kurucularından Sn. Prof.Dr. Mehmet Gürkaynak Umut Vakfı’nı temsilen Avrupa Birliği  Barış Komitesi Başkanlığına getirilmiştir. Vakfım ve Türkiye adına kendilerine teşekkür ederim.
 
Diyeceksiniz ki; amaçlarınız güzel ve asil, ancak bunların internet semineri ve Türk turizminin tanıtılması ile ilişkisi nedir?  Anlatayım efendim.  Turizm birey açısından ele alındığında seyahat etmek demektir.  Bu da ancak temel özgürlüklerin var olduğu yerlerde gerçekleşebilir. Bildiğiniz gibi, DOLAŞMA ÖZGÜRLÜĞÜ temel insan haklarından biridir ve Anayasamızın teminatı altındadır. Hukuk devletinin ve barışın olmadığı yerde kısıtlı dolaşma özgürlüğü olacaktır,  SEYAHAT ÖZGÜRLÜĞÜNÜN  kısıtlandığı yerde de turizm olmayacaktır. Şu halde hukuk devleti turizmin olmazsa olmaz koşuludur. Bugün Zaire’de, Arnavutluk’ta, ve hatta turizm cennetlerinden  birisi olarak görülmüş olan eski Yugoslavya topraklarında turizmden bahsetmek olanaksızdır.
 
Vakfımız yurdumuzda hukuk devletinin benimsetilmesi amacıyla bir seri eğitim çalışması başlatmıştır.  İlk olarak gerçekleştirilen, “bireylere hakkını ve hakkının sınırlarını bilme ve hakkını hukuki mekanizmalar içinde kalarak arama”  yollarının öğretilmesidir.  Bu da vatandaşlık bilinciyle eşanlamlıdır.  Şu halde, “hukukla ilintili eğitim” programıyla amaçlanan, devlet ile sivil toplumun biraraya gelerek daha sıkı bir amaç birliği ve etkileşim ile hukuk devleti çatısı altında kenetlenmesidir.  Böyle bir çatı altında seyahat herbirimiz için büyük bir coşku olacaktır.
 
Ancak, Türkiye’mizin bir hukuk devleti olma başarısını kısmen gerçekleştirmesi, turizmin kurumsal sosyo-politik alt yapısının tamam olduğu anlamına gelmemektedir. Seyahat özgürlüğünün kullanılması; şiddetin, terörün, savaşın var olduğu yerde anlamsız kalır. Bunu yakın geçmişte sektörümüz Körfez Krizi ile yaşamıştır. Kısacası barış ortamının turizme katacağı çok şey var.
 
Vakfımız barış konusunda da uluslararası çalışmalar yapmaktadır. Ve bilmektedir ki; insanların birbirleriyle barışması yetmez. Barışın sağlanması yanında, sürdürülmesi, yani barışık kalınması, ve dostlukların pekiştirilmesi gerekir.  Devletlerin ve hükümetlerin bu yöndeki çalışmaları yanında, bu konuda halkların en güçlü barış aracı turizmdir. Sadece birbirlerini tanıyan, birbirlerinin kültürüne ve yaşayışına saygılı olan kitleler barış ortamını geliştirebilirler.
 
Ancak birbirleriyle tarihsel çatışmaları, geçimsizlikleri olan ülkelerin bireyleri bu gergin ortamı devam ettirmekte ve nesiller boyu yaşatabilmektedir. Örneğin, çeşitli ülkelerdeki ders kitapları üzerinde Umut Vakfı’nın yaptığı araştırma; kitap içeriklerinin kendi ülkelerini yücelttiğini, üstünlük ruhu yarattığını, diğer ülke bireylerini korku ve kaygı yaratacak özelliklere büründürdüğünü, yani “düşman” olarak gösterdiğini ortaya koymaktadır. Bu türden önyargılı bakışları azaltmanın, yok etmenin, bunların oluşmasına katkıda bulunan etkenleri ortadan kaldırmanın en etkili yolu önyargılı davranılan ülkeyi gidip görmektir, yani Turizmdir.  Şu halde, barış ve turizm birbirini besleyen iki olgudur.
 
Bir de barışın, dünya birliğinin geliştirilmesi var.  Bu da  dünya milletlerinin birbirinden haberdar olması ile sağlanabilir. Bilmem siz de kullanır mıydınız bu söcüğü, hiçbir şeyle ilgisi olmayan bir yeri simgelemek için ben lisedeyken “Patagonya” derdik.  Sonra öğrendim ki, Patagonya diye bir ülke hakikaten varmış. Bugün televizyonun aracılığıyla tüm ülkelerin yerlerini biliyoruz, ancak turizm potansiyellerini bilemiyoruz. İşte burada toplantımızın konusu olan internet devreye giriyor.
 
İnternet’in pek çok alanda başlattığı devrimsel nitelikteki hareketin sonuçları sadece bireyler düzeyinde değil, toplumun bugüne kadar geliştirdiği yapılanmalarda da kendini göstermektedir. Umut Vakfı, hem internetin sağladığı bütün imkanlardan yararlanmak hem de hedeflediği kitleye ulaşabilmek amacıyla, böylesine yaygın bir kullanım ve etki alanına sahip olan internet üzerinde yerini almıştır. Eğitim ve kitle iletişim Vakfımızın özellikle üzerinde durduğu konulardır.
 
Elektronik ağların getirdiği en büyük yeniliklerden biri insanların evlerinden dışarı çıkmadan işlerini yürütebilmeleri ve dünyanın her yerinden istedikleri bilgiyi alabilmeleridir. Bugün bir dizüstü bilgisayarı olan ve herhangi bir telefon bağlantısına ulaşabilen bir insan, dünyanın her yerinden işlerini takip edebilir duruma gelmiştir. Bu alış veriş yapmak için de geçerlidir. Şirketlerin, mağazaların her yıl posta aracılığı ile müşterilerine göderdikleri kocaman satış katalogları artık tarihe karışmaktadır. Bu işlevi elektronik ağlar üstlenmektedir.
 
Elektronik ağların etkisinin, sadece bilgiye kolay ve hızlı ulaşmak anlamına geldiğini düşünmek, dar bir bakış açısı olur. Elektronik ağlar bizlere dünya üzerine yayılmış, çok daha geniş kapsamlı etkileşim alanları sunmakta ve bizleri yeni olanaklarla karşı karşıya  getirebilmektedirler.
 
Dünya vatandaşlarının bu günlerde karşı karşıya geldikleri çok güzel bir olanak da Türkiye ‘nin turizm potansiyeli ile internette  karşılaşmalarıdır.  Böylece Umut Vakfı aracılığı ile Türkiye, barış elini turizmle dünyaya uzatmıştır.  Vakfımız Türkiye’nin Otel ve Turizm Rehberini internet aracılığı ile dünyaya sunmuştur. Bugün turizmle barış elimizi dünyaya nasıl uzattığımızı sizinle paylaşacağız.
 
Bunu paylaşırken bize yardımcı olan sayın konuşmacılarımız Birgül Egeli, İrfan Arıkan, Çağatay Çopuroğlu, Turgay Öngün’e, sevgili sunucumuz Sibel Savacı’ya, tüm emeği geçenlere ve siz tüm katılımcılara teşekkür ederim.
 
Umut dolu yarınlara efendim.