28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü

28 Eylül 2004
Şanlıurfa Fatih Sultan Mehmet Parkı
 
Nazire Dedeman
Umut Vakfı Kurucu Başkanı
Konuşma Metni

 
Değerli Şanlıurfa’lı Yurttaşlar,
 
Umut Vakfı’nı kurmaya 1993’de karar verdik. Amacımız; “Geleceğin teminatı olan gençlerimize hukukun üstünlüğünü benimsetip uyuşmazlıkların çözülmesinde barışçıl yolları seçmeyi yeğletmekti. Gerekçelerimiz haklıydı ve başarmalıydık. Zamanla farkettik ki Umut Vakfı Bireysel Silahsızlanma konusunda faaliyet gösteren tek sivil toplum kuruluşu olarak çalışmalarına yalnız başına devam ediyor. İnsanlarımız silahlarla mağdur edilmelerine rağmen kimse ‘bireysel silahlanmanın’ topluma verdiği zararları bilmiyor. İnsanlarımız, özellikle kadınlarımız silahla katlediliyor. İşin kötü olan yanı katledilenler hep yakınları, bir tanıdıkları, bazen babaları, kardeşleri, amcaları, komşuları tarafından öldürülüyor. Oysa ki dünyada hiç bir sebep bu canilik için haklı olamaz. Törelerimiz asla bir cana kıymayı emrediyor olamaz.
 
Toplum yaşamında, aile yaşamında mutlaka anlaşmazlıklar olacaktır. Kimileri hata yapabilir. Bunun için hukuk vardır. Hukukun üstünlüğü mutlaka benimsenmeli ve hukuk işletilmelidir. Eğer biz bir hukuk devletiysek ve demokrasiye gönül vermişsek bize yapılmasını istemediğimiz şeyleri başkalarına yapmamalıyız. Çağdaşlık bunu gerektirir.
 
Uzlaşma ve hoşgörü içimize sindirmemiz gereken kavramlardır. Silah sesleri bir türlü dinmiyor, gözyaşları sessizce akıyor... Aynı toplum içinde yaşayan yurttaşların, güvenlik güçlerine rağmen, birbirlerine karşı silahlanmaları kadar acı bir durum daha olabilir mi? Çağdaş yaşamla bir türlü bağdaşmayan silahlanma giderek artıyor. Bireysel silahlanmanın toplumumuza sorun olarak yansıması ise, ateşli silahlarla gerçekleşen cinayet, kaza ve intihar olgularıyla yılda ortalama 3.000 yurttaşımızın can kaybıdır.
 
Geçtiğimiz hafta Şanlıurfa iki gencini ve daha doğmamış, ana karnında beş aylık olan bir günahsız bebeği töre cinayetine kurban verdi. Biri genç bir hanımdı öldü, diğeri karnındaki bebekti öldü ve cinayetleri işleyen ailenin delikanlısıydı. Bir aileden üç kişiyi Şanlıurfa kaybetti. Şanlıurfa kaybetti. Töreler cinayet emretmez. Töreler insanların haklarını korumak içindir, insanları mutlu kılmak içindir, topluma refah getirmek içindir. Kimse kimsenin canını alma hakkına sahip değildir. Ülkemizde en ağır suçlara bile idam cezası verilmezken bir insanın hayatına son vermek kimsenin haddi değildir. Kimse kendini kanunla bir tutmaya yetkili değildir. Törelerin yerini hukuk almıştır. Bunu inkar etmek ülkemizi en az yüzyıl geri götürür.
 
Bugün burada toplandık. Bireylerin elindeki silahları sessizce protesto etmek için. İçimizdeki çığlık töre cinayetlerine, kan davalarına isyan ediyor. Evladını bir silahın kör kurşununa kurban vermiş bir anne olarak biliyorum ve sizlere sesleniyorum. Bir insanın yaşamı kadar değerli hiçbir onur, hiçbir şeref, hiçbir töre, hiçbir dava yoktur. Bunu en iyi acıyla baş eğmek zorunda kalan, insanlık haklarından faydalandırılmayan anneler, kadınlarımız bilirler.
 
Burada yitirdiklerimizin ardından kırmızı halının üzerine ayakkabılar koyacağız. Yitirdiklerimizin resimlerini lanetlediğimiz şiddeti simgeleyen, kan kırmızısı halının üzerine koyacağız. Toplumun onlara ve ailelerine özür borcu var. Bunu yaparken uzlaşma ve hoşgörülü olma erdemlerini unutmamalıyız.
 
Uzlaşabilmek, hoşgörülü olabilmek çok zordur. Ama yurttaşlarımız zoru başarmayı bilirler. Özellikle kadınlarımıza sesleniyorum. Evlatlarınıza sahip çıkın, silahlara karşı çıkın. Cinayetlere dur deyin.
 
Şanlıurfalı yurttaşlarımızın önünde Edirne’den Ardahan’a tüm yurttaşlarımıza son mesajım şudur : Maçlarda, düğünlerde ve kutlamalarda silah atmayınız. Alkışlamak yeterlidir. Düğünlerde halay çekin, coşkunuzu bu şekilde ortaya koyun. Elde silahla düğüne katılmak geline ve damada saygısızlıktır. Düğünlerinize ve kutlamalarınıza silahla gölge düşürmek isteyenlere izin vermeyin.
 
Hangi anne, baba, kardeş ister ki evladı, kardeşi ölsün ya da katil olsun. Mağduriyet çift taraflıdır. Birbirinize baskı yapmayın. Kimsenin buna hakkı yok. Başkalarının hayatı üzerinde kimsenin yetkisi yok.
 
Toplumda husumetler olabilir. Çıkar kavgaları olabilir. Ancak, silahla kazanılan zafer, zafer değildir. Hiledir. Kimseye yakışmaz. Zorbalık toplum vicdanında lanetlidir. Hukukumuzda suçtur.
 
Gerçek güç uzlaşmayı becerebilmektir. Gerçek sevinç kuvvetle alkışlamayı bilmektedir. İnsan hayatına değer verin. Ancak böyle değer bulursunuz.