Digiturk Crime And Investigation Network Digiturk Kanal 84 Tanıtımı

23 Ağustos 2006
Suada – Kuruçeşme
 
Nazire Dedeman
Umut Vakfı Kurucu Başkanı
Konuşma Metni

 
Merhaba; 
 
Teşekkür ederim…
 
Değerli Misafirler; 
 
Hepimizin bildiği üzere, bu akşam burada, Digiturk’ün yayın hayatına yeni başlayan kanalı Crime & Investigation’ın tanıtımı için toplandık. Kanal yetkilileri, Umut Vakfı Kurucu Başkanı olarak beni, içinde yaşadığımız, yaşamak zorunda kaldığımız şiddet toplumu konusunda kısa bir değerlendirme yapmak üzere davet ettiler. 
 
 
Daha çok bireysel silahsızlanmaya yönelik faaliyetleri ile tanınan Umut Vakfı’nı 1993 yılında kurduk. Vakfı kurma amacımız, gençlerimizin hukukun üstünlüğüne saygılı, modern dünya görüşüne sahip sorumlu yurttaşlar olmalarını sağlamak, uyuşmazlıkların çözülmesinde barışçıl yolları seçmelerini yeğletmek ve bu bağlamda uzlaşma, barışı sürdürme ve geliştirme becerilerini benimsetmektir.
 
Şiddet, insanlığın ilk gününden bugüne kadar olan gelişim sürecinde kurtulmayı bir türlü başaramadığı, gerek kendi gerekse çevresi için yıkıcı olan en kötü özelliği, en öldürücü hastalığıdır...
 
Şiddet, bugün sadece toplum dışında kalan ilkel insanların kullandığı bir iletişim biçimidir. Gelişmiş dünyanın gelişmiş toplumlarında yer alan, akıl sağlığı sağlam bireylerin şiddete başvurması, akıllara sığmayan, toplumun çoğunluğu ve yasal düzen tarafından kabul edilemeyen bir durumdur.
 
 
İletişim yöntemlerinin gelişmemiş olduğu, kişinin kendini ifade etmesinin kültürel olarak zor olduğu ülkemizde de, şiddet son yıllarda tüm kötü şeyler gibi iyinin yerini alarak hızla yayılmakta, çoğu kişinin vazgeçilmezi haline gelmektedir.
 
Şiddet bulaşıcı ve aman vermez bir hastalıktır, çünkü şiddete maruz kalan kişi bir süre sonra şiddet uygulayıcısına dönüşür. Küçükken şiddetle tanışanlar, ileri yaşlarda şiddetin tek iletişim yolu olduğunu, şiddet uygulamazlarsa varlıklarını kabul ettiremeyeceklerini düşünür ve şiddet uygulayıcılarına dönüşürler...
 
 
Bir kez uygulamaya başladıktan sonra da eğer karşılarında yer alan kişi, haklılıklarını kabul ederse yeni ve etkili bir yol bulmuş olduklarına inanarak hep uygulamaya devam ederler. Ta ki haklılıklarını ispat etmek için adam öldürmeye varıncaya kadar... 
 
 
Toplumumuzda var olan ve ne yazık ki artık eskisi kadar güçlü olmayan ahlaki yapı nedeni ile sürekli artış gösteren şiddet ve özellikle ateşli silahların yer aldığı şiddet eylemleri bugün toplumun büyük bir kısmının canını yakmakta, her dört aileden biri bu tip bir olayla şiddet uygulayan, şiddet uygulanan ya da tanık olarak etkilenmekte, mağdur olmaktadır. Her üç tarafın da kolay kolay iyileşmeyecek şekilde maruz kaldığı bu travma, bir sonraki kuşağa da sirayet etmekte ve onların hayatını da olumsuz şekilde etkilemektedir. 
 
Türkiye’de uygulanan şiddetin görünür bir biçimi de bireysel silahlanmadır. Toplumumuzda şu an için yaklaşık 9 milyon bireyde silah mevcuttur ve bu silahların namluları biz farkında olmasak da hepimizin üzerine çevrilidir. Türkiye’nin toplumsal yapısı ve silahlanmaya olan tutkusu on yıl önceki Brezilya ve Arjantin’le benzerlik göstermektedir ve Umut Vakfı olarak en büyük korkumuz ABD’de olduğu gibi katliamların işlenmeye başlamasına ramak kalmış olmasıdır. Düğünlerde ve maçlarda sevinç gösterilerinin bir sonucu olarak yaşanan elem verici hadiselerin medyada artık kanıksanmaya başlamış olması da bunun bir göstergesidir.
 
Hızlı iletişim çağında, artık öğrenme çok kolaylaştı… Gerek iyi, gerekse kötü artık en büyük iletişim kanalı olan medya aracılığı ile öğreniliyor ve insanlar kendilerini medyanın yaşattığı kahramanlara göre şekillendiriyorlar.
 
 Bu nedenle suçun nedenleri ve daha önemli olarak suçun engellenmesini gösteren programlara, sadece bu konularda tematik yayın yapan eğitici kanallara daha fazla gereksinim vardır. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, suçun sonucunda cezalandırılma korkusu olmayan toplumlarda suç işleme bir alışkanlık, bir yaşam biçimi halini almakta, toplumun temiz kısmına da yayılarak onu bozmaktadır. Crime and Investigation kanalının bizce en önemli misyonu, suçun nedenlerinin ötesinde suçun cezasını, ortaya çıkarılışını ve suçlunun yakalanışını şiddet öğelerine başvurmadan göstermesi, gerçekleri olduğu gibi gözler önüne sermesi ve tüm toplum adına adaletin yerini er geç bulacağına dair olan inancımızı pekiştirmesidir. 
Bu tip kanallar sayesinde ileride adalet mekanizmalarında görev alacak polisler, savcılar, hâkimler, avukatlar ve diğer kişiler hukukun nasıl uygulanması gerektiğini, suç önleme stratejilerini, uluslararası araştırma yöntemlerini görerek öğreneceklerdir. Ayrıca şiddetin yol açtığı mağduriyetleri öğrenenlerin, şiddete başvurmak yerine barışçıl yöntemleri yeğleyeceklerini düşünüyorum.
 
Crime and Investigation kanalının hukuk öğretici misyonunu taviz vermeden yerine getireceğine, bireysel silahsızlanmanın, hukukun üstünlüğünün toplumda yerleşmesine, sorumluluk bilincine sahip yurttaşlık bilincinin oluşturulmasına destek olacağına inancım sonsuz.
 
Şiddete başvurmanın, şiddeti bir araç olarak kullanmanın hiç bir sorunumuzu çözmeyeceğini bir kez daha hatırlatırken emeklerinden ve sosyal duyarlılıklarından ötürü Digiturk’e bir kez daha teşekkür ediyor, adalet ve gerçeğin peşinde olan yeni kanalımız Crime and Investigation’a yayın hayatında başarılar diliyorum.
 
Umut dolu yarınlara, efendim...