Karikatürcüler Derneği 18. Nasrettin Hoca Karikatür Yarışması

16 Ekim 1998
Karikatürcüler Derneği – İstanbul
 
Nazire Dedeman
Umut Vakfı Kurucu Başkanı
Konuşma Metni

 
Haklarını, onların içeriğini, kapsamını ve sınırlarını bilen, bunları hukuksal yollarla arayan, koruyan, adalet duygusu ve adalete olan inancı gelişmiş yurttaşlardan oluşan bir toplum "hukuk devleti"ne ulaşma koşullarından biridir. Bunun yanısıra devletin de bireylerin haklarına ve özgürlüklerine kayıtsız kalmadığı, yurttaşlarında hukuk devleti idealini benimsediği ve gelişip egemen olmasını sağladığı bir şemsiyedir hukuk devleti. Maalesef bu tarife uygun bir hukuk devleti değiliz.
 
Adaletin tecelli etmeyeceği inancı içinde olmak, kaba kuvveti doğrunun ya da çaresizlikten kıpırdanamaz hale getirir. Yurttaşlar kaçışı doğa üstü güçlerde arar. Ne demek istediğim son politik olaylarda ortadadır. Oğlum Umut’un davası kamuoyuna mal olan bir dava. Evet, benim adalet anlayışım, aynı zamanda Türkiye’de halkın "Hukuk ve adil dünya inancı"nı etkileyen bir mihenk noktası, adalet terazimizin sınandığı bir dava. Yargının bağımsızlığı ve güvensizliğini koruyacak kurumlar var mıdır ülkemizde? Olmalıdır. Hukukun üstüne leke düşmüştür. Bu lekeyi kurumlar üstlenip temizlemek durumundadır.
 
Oğlumun öldürülmesi olaylarında adli kollukça ve yetkili makamlarca saptırıldı, deliller yok edildi. Yargı bu gerçeğe rağmen tedbirsizlik ve dikkatsizlikle ölüme sebebiyet vermek suçundan, sanığı, hepinizin bildiği gibi, 18.500.000 TL ile cezalandırdı. Yargıtay da, "Şüpheden sanık yararlanır" genel prensibinden hareketle bu cezayı onadı.
 
Böylece, hukuk devleti kuralları içerisindeki adalet arayışımız hüsranla sonuçlandı. Bunun sonucu kamuoyu vicdanını da tatmin edememişti. Bu durumu bir yurttaş olarak içimize sindiremezdik. Sindirmedik de…
 
Hazırlık soruşturması ile birlikta delilleri karartarak, bir başka suçun oluşmasına neden olan görevliler hakkında, kamuoyu önünde yaptığım ihbar mahiyetindeki açıklamalarım üzerine, yargının harekete geçmesini sağladım. Evet, yargı harekete geçmişti. Bu nasıl bir hareketse, sanık olması gereken görevliler yerine, kendimi sanık sandalyesinde buldum. Ama geçen süre içinde yargıdan en ufak, doğru yönde bir kımıldanış görmeyince, Cumhuriyet Savcılığı’nın re’sen başlatması gereken ama bir türlü başlatmadığı soruşturma için geçtiğimiz günlerde savcılığa bizzat başvurarak, suç duyurusunda bulundum. Ancak çok ciddi dayanakları olan başvurumuzu, incelemeye gerek duymayan savcılık, tanıklarımızı dahi dinlemeden, takipsizlik kararı verdi. Bu takipsizlik kararına karşın, usule uygun olarak, itiraz hakkımızı kullandık ve sonucu merakla bekliyoruz.
 
Bugünkü Radikal Gazetesi’nde hepimizi yakından ilgilendireceğini sandığım konumuzla da yakından ilintili "Bakanlık kararıyla mafyayla dans serbest" başlıklı malum mafya düğününe katılan yargı üyelerinin bakanlıkça aklandığı haberini okudum, gerçekten üzücü.
 
Yasaması, yürütmesi ve yargısı işlemeyen bir devlet sonuçta adaletin olmadığı bir düzen epeydir dengesinin bozuk olduğunu bildiğimiz adalet terazisi artık hiç işlemez hale gelmiştir.
 
İşte tam bu nokta da yurttaş olarak haykırmak, isyan etmek her ne pahasına olursa olsun, adalet istiyoruz demek bu sesi çoğaltmak, el ele vermek, bu kabustan çıkış için tek ve en önemli yol olarak görünmektedir.
 
Çünki hepimiz adil bir dünyada yaşamak ihtiyacındayız. Gerçek bir hukuk devleti ancak bu devleti hak edecek yurttaşlarının bilinçli ve onurlu mücadelesi ile kurulacaktır.
 
Karikatür zeka dolu ince bir iletişim aracıdır. Duyguyu, düşünceyi, tutumları değerleri aktarmada çok ince bir sanattır. Ustalık ister. Siz karikatür sanatçılarını candan kutlarım. Ayrıca Ödül alan tüm karikatürcüleri de kutlarım.
 
Karikatürcüler Derneği Başkanı Sayın Metin Peker ve şahsında tüm dernek üyelerine beni onurlandıran bu ödül için ve toplumsal duyarlılıkları için sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
 
Adaletli, umut dolu yarınlara...