ŞOK: Alt Komisyon Raporu Hiçbir Değişikliğe Uğramadan Çıktı!

8 Aralık 2010

Silah Kanunu Tasarısı’na ilişkin 09.12.2009 tarihinde İçişleri Komisyonu’nda yapılan görüşmelerde bir alt komisyon kurulması düşüncesi hakim olmuş ve Tasarı Alt Komisyon’a sevk edilmiştir. 18.03.2010 tarihinde Alt Komisyon çalışmalarını tamamlayarak raporunu İçişleri Komisyonu’na sunmuştur. Ancak Silah Üreticileri ve Satıcıları Derneği’nin (SÜSASD) taleplerinin değerlendirilmesi için yapıldığı ifade edilen 21.04.2010 tarihli alt komisyon toplantısında tasarı üzerinde tekrar değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler tasarının ilk halinin ve 18.03.2010 tarihli alt komisyon raporunda yer alan düzenlemelerin bile gerisine düşen hükümler içermektedir. Bu değişiklik üzerine ele aldığımız Açıklama ve Öneri yazımızda her bir kanun hükmünün yol açabileceği tehlikeleri gözler önüne sermiş ve önerilerimizin dikkate alınarak yeniden alt komisyonda görüşülmesini talep etmiştik. Bugün aldığımız bir habere göre Alt Komisyon 21.04.2010 tarihli tasarı değişikliğini aynen koruyarak raporunu yazmıştır.

Amaçlanan yalnızca AB’ye uyum sağlamak olmamalıdır. Ülkemizin öznel koşulları dikkate alınmalıdır. Ülkemizde son yirmi yılda bireysel silahlanma oranı on kat artmıştır. Her on kişiden birisi silah sahibidir. Alt Komisyonun yayınladığı rapor ile birden fazla madde sivillerin silaha erişiminin kısıtlanması anlamında ilk tasarının bile gerisine düşen düzenlemeleri içermektedir.

İçişleri Komisyonu Başkanı Tevfik Ziyaeddin Akbulut’un 27 Nisan 2010 tarihinde Sabah Gazetesinden Yavuz Donat’a yapmış olduğu açıklamada “Sonradan öğrendim... Siz de yazdınız... Bazı konulara hemen müdahale ettim... Silah ruhsatı için heyet raporu şartı kaldırılmış... Olmaz böyle şey... Onu yeniden eklettim. ” demesine rağmen alt komisyonda hiç bir değişikliğe uğramadan çıkan tasarı bizleri hayretler içerisinde bırakmıştır. Kamuoyunun tepkisini, toplum sağlığını bir kenara bırakıp ticari kaygılar ile hareket edilmesini anlamakta zorluk çekiyoruz. Kanser ile Savaş Dairesi Başkanı Prof.Dr. A.Murat Tuncer’in “Sigara insanları öldürmektedir. İnsanları öldürmek için ürün üretenler gece nasıl huzurla uyuyorlar acaba?” sorusunu biz de yinelemek istiyoruz: “Bu tasarı olduğu gibi kabul edilirse “öldürmeyi” kolaylaştıran komisyon üyeleri, sizler gece rahat uyuyabilecek misiniz?”

Ayrıntılı bilgi için: 0212 337 29 00; vakif@umut.org.tr

____________________________________________

Silah Kanunu Tasarısı

____________________________________________

İçişleri Alt Komisyonu’nda kabul edilen Silah Kanunu Tasarısı hakkındaki
Umut Vakfı’nın AÇIKLAMASI ve ÖNERİLERİ

Silah Kanunu Tasarısı, suçun işlenmeden önce önlenmesini değil, suçun tespitini esas alan bir anlayışla düzenlenmiştir. Bu yaklaşım bireysel silahsızlanmayı değil; bireysel silahlanmayı kolaylaştırmakta, ruhsatsız silahların ruhsatlandırılarak suçun takip edilebilmesi esasını gözetmektedir.

Bu anlamda; AB Uyum Komisyonu raporunda belirtildiği şekilde “ülkemiz koşulları gözönünde bulundurulduğunda silahların sivil edinimine sınırlama getirilmesinin gerekli olduğu” görüşüne aykırıdır. İçişleri Bakanı’nın İçişleri Komisyonu Toplantısı’nda ifade ettiği “... suçun önlenmesini esas alan ve suçla mücadeleyi bir bütün olarak kabul eden stratejiyi benimsemekteyiz. Bu anlayış, (..) suçu oluşmadan önlemeyi hedef alan, diğer bir anlatımla bataklığı kurutmaya dönük kapsamlı ve planlı çalışmaları ifade eder. Suçla mücadele alanında önceliğimiz, suç işlenmesini önleyecek mekanizmaları geliştirmektir.”görüşüne rağmen, suçu önlemenin esası olarak silah edinilmesinin zorlaştırılması ilkesinin terk edildiği görülmektedir.

İçişleri Alt Komisyonunda benimsenen “Silah Kanunu Tasarısı” ile Umut Vakfı İnceleme Komisyonu’nunönerilerini karşılaştırdığımızda durum şöyledir:
1) Madde 2’de tanımlanan “Armağan silah” kavramı, bireysel silahlanmayı meşrulaştırmaktadır. Maddede armağan etme yetkisine sahip olanlar belirlenmişken, kimlere armağan edilebileceği sınırlandırılmamış ve düzenleme genişletilmiştir. Armağan silah kavramı eleştiriye açılmalı ve kanun kapsamından çıkarılmalıdır.
2) Biber gazı, 3. madde ile Kanun kapsamına alınmıştır. Ancak bu maddede biber gazı yoğunluğu oranının ne olacağı belirlenmelidir. Kanunilik ilkesi gereği yoğunluk oranının yönetmelikte değil kanunda yer alması gerekir. 
Kurusıkı silahlar da bu madde kapsamında düzenlenmektedir. Ancak, kurusıkı silahlarla ilgili kanuni düzenlemenin tüm maddeleri bu kanun ve ilgili yönetmeliklerine aktarılması önerilir.
3) 5. Maddenin (e) bendinde silah sahiplerinin sahip oldukları silahları için parça ithal edilmesi izninin verilmesi suistimale açıktır. Bu nedenle şahısların parça ithaline hak tanıyan bu düzenleme kaldırılmalıdır.
4) Madde 6’da; tüfeklerin reklam ve tanıtımı serbest bırakılıyor. Alt komisyonda buna internette eklenmiştir. Gizli reklam yasaklanmıyor. Tüm silahların fuar, gösteri ve basılmış eserlerle reklam ve tanıtımının yapılması serbest bırakılıyor. Esas olarak, reklam ve tanıtıma ilişkin kısıtlayıcı bir düzenleme getirilmemiştir. Hiçbir silah veya malzemenin basın ve yayın yoluyla “aleni ve/veya gizli yöntemlerle” reklam ve tanıtımı yapılamayacağı gibi; her türlü ortam ve yöntemlerle tanıtım, pazarlama ve reklamı yapılmamalıdır.
5) Tasarı Madde 6/3’e düzenlemesine göre; havalı silahlar, kurusıkı silahlar ve biber gazı 18 yaşın üzerindekilere satışına izin veriliyor. Yaş sınırı 21 olmalıdır.
6) Madde 7/2’de: Ruhsat edininceye kadar geçici olarak “silah edinme izni” veren hükmün, silahlanmayı kolaylaştırıcı olması nedeniyle kaldırılması gerekir.
7) Madde 7/4 (a)’da: Ruhsat almak için yaş sınırı 25 olmalıdır. Birinci kategoride bulunan tabancalar ile biber gazı, havalı silahlar ve kurusıkı silahlar edinme yaşı ise 21 olarak kabul edilmelidir. Çünkü; ülkemizde, kriminolojik açıdan suç işleme oranının yüksekliği ve ateşli silahlarla ölüm ve yaralamalara ilişkin istatistiki verilere dayanılarak ruhsat alma yaş sınırı 25 olmalıdır. Özellikle 15-25 yaş arası ölümle sonuçlanan ateşli silahlarla intihar oranı oldukça yüksektir. Risk 35 yaşa kadar devam etmektedir. 25-30 yaş arasında ise ateşli silahlarla ölümler en yüksek düzeye ulaşmaktadır.
8) Madde 7/5 ve 6: Bireysel silahlanmanın önlenmesi bakımından yukarıdaki 5. ve 6. fıkralar birleştirilerek “kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıldan fazla hapis cezasına mahkum olunan suçlardan mahkum olanlara veya denetimli serbestlik tedbirine karar verilenlere; Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesindeki (belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma) süreler geçmiş, mahkumiyetleri adlî sicilden silinmiş, affa uğramış, yasaklanmış haklarının geri verilmesine karar verilmiş veya denetimli serbestlik tedbiri sona ermiş olsa dahi silah ruhsatı verilmez.” şeklinde düzenlenmesi önerilmektedir. Suça göre değil, cezaya göre düzenleme yapılmalıdır. Örneğin TCK m. 79 ve 80 göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti suçları tasarıda sayılmamakla birlikte, ağır suçlardır. Dolayısıyla bu gibi ağır suçları işleyenler de cezaya göre düzenleme yapılması halinde ruhsat alamamalıdır.
9) TCK 174, 213 ve 220 (kaçakçılık, kasten adam öldürme ve terör suçları) maddelerinde düzenlenen suçlar hariç, diğer suçları işlemiş kişiler, ceza almış dahi olsa bu maddenin 14. bendinde belirtilen komisyondan silah alabilecek. Bu komisyon uygulaması, inisiyatife bağlı olarak silahlandırmayı arttırıcı nitelik getirmektedir. Bu nedenle 14. bend tamamen kaldırılmalıdır.
10) Ayrıca madde 7/15’de, bir kişiye en fazla 1 adet silah edinme izni verilmelidir.
11) Madde 8/5: Hiç bir silah kimseye “muhafaza” amacıyla teslim edilemez. Böyle bir gereklilik varsa, emniyet birimlerince muhafaza altına alınmalıdır.
12) Madde 7/11: Şahıslar tarafından boş fişek kovanları getirildiği takdirde yeni fişek alınabilmelidir.
13) Madde 11: Kanunilik ilkesi gereğince hangi kamu görevlilerinin silah taşıyabileceği kanunda tanımlanmalıdır. Emekli kimselere silah taşıma hakkının sınırsızca verilmesi bireysel silahsızlanma ve toplum güvenliği yaklaşımına aykırıdır. Bu anlamda “görevleri gereği tehdit altında olan” kamu görevlilerine silah taşıma izni verilebilir. Taşıma yetkisine sahip olabilecek kişilerin meslek ya da icra ettikleri iş bakımından hayati tehlike halinde bulunmaları koşulu aranmalıdır. Silah taşıma yetkisine sahip kamu görevlilerine, Mülki İdare Amirliği Hizmetleri Sınıfı mensuplarına, hakimler ve savcılara emekli olsalar ya da görevlerinden ayrılanlar ya da başka görevlere atananlara silah taşıma ve bulundurulma yetkisi verilmemeli, bunu düzenleyen 11. Maddenin, 3. bendinin, ç fıkrası tamamen yasa metninden çıkarılmalıdır.
14) Madde 11/5: Ateşli silah taşınamayacak yerler kapsamında şu iki ayrı bent de yer almalıdır:
“Bar, pavyon, gece kulübü, düğün salonu, diskotek ve taverna gibi alkollü içeceklerin tüketildiği toplu eğlence yerlerinde; kamuya açık alanda yapılan düğün, kına, nişan, sünnet gibi törenlerde ateşli silah bulundurulamaz”; “Trafikte ateşli silah bulundurulamaz”.
11. Madde, 5. Bend, j fıkrasında yer alan “kapalı” ifadesi çıkarılmalıdır.
15) Madde 11/5 (i): Alışveriş merkezleri, eğlence mekanları gibi kamuya açık alanlarda işletmecilerin silah taşımayı engellemeye yönelik bireysel karar verme kolaylığı sağlanmalı; bu nedenle kamuya açık alanlarda silahla bulunmayı kolaylaştırmamak için “İşletenin kararı ile kamuya açık özel kişilere ait yerler” ifadesi getirilmelidir.
16) Madde 11/6: Mahkemelerde güvenliği sağlamakla yükümlü olanlar dışında, bir ayırım yapılmadan, mahkeme binalarına silahla giriş yasağı herkes için eşit şekilde uygulanmalıdır. O yerin güvenliğini sağlamakla sorumlu ve görevli olanlar dışında istisna olmamalı, silah taşımama durumu herkes için eşit şekilde uygulanmalıdır.
17) Madde 11/10: Bu maddede yalnızca bir adet silahın taşıma ve bir yerden bir yere nakil izni düzenlenmelidir.
18) Madde 12: Taşıma iznini içeren silah ruhsatları verildiği tarihten itibaren 2 yıl geçerli olmalıdır.
19) Madde 12/3: Bulundurma ruhsatlarının geçerlilik ve yenilenmesine ilişkin esaslar “taşıma” ile aynı esasları taşımalıdır. Bulundurma ruhsatları da iki yıl süreye tabi olmalı ve bulunduranın koşulları düzenli aralıklarla yeniden değerlendirilmelidir.
20) Madde 12/4: Görev sırasında silah taşıma hakkına sahip emekli kamu görevlilerinden, ‘ciddi hayati tehlike içerisinde’ oldukları somut bulgulara dayanarak belirlenenlere, kimlik kartlarında işlenerek gösterilmek üzere, taşıma veya bulundurma ruhsatı yönetmelikte belirtilen esaslar çerçevesinde, koruma amacına yönelik silahlar için verilebilir.
21) Madde 13/3: Veraseten intikal edenler dahil olmak üzere, eşitlik ilkesi gereği harçsız edinilen silahlardan üçten fazlasının devrinde, devreden kişiden, devir alan kişinin ruhsat türüne göre harç alınmalıdır.
22) Madde 17/2: Suçun konusunu oluşturan silah veya mühimmatın miktarının azlığı halinde, verilecek cezalar, caydırıcılık bakımından dörtte birinden yarısına kadar indirilir.
23) Madde 17/8: Silah bulundurulamayacak yerlere silahla girme suçunun birden fazla işlenmesi halinde silah müsadere edilmeli ve ruhsat iptal edilmelidir.
24) Madde 17/15: Düğün, nişan, kına törenleri ile herhangi bir kutlama merasimi esnasında, trafikte ve alkollü içki tüketiminin yapıldığı eğlence yerlerinde ateşli silahla suç işlenmesi halinde verilecek ceza yarısı kadar arttırılır. Trafikte silah bulundurulmasının cezalandırılması bu madde kapsamına alınmalıdır.
25) Madde 18/6: “11 inci maddenin onuncu fıkrasında belirtilen usule aykırı olarak birden fazla silah taşıyan” ibaresi kalmalıdır. İkiden fazla olmamalıdır.
26) Madde 19/4:Emniyet Genel Müdürlüğünce zati silah edinmelerine izin verilen polislerin, bu silahlardan, tabanca niteliğinde olanlarını, takdir olunan bedellerinin yarısı bir bedelle ve bir adet olarak satın almada öncelik hakkına sahip olmaları “eşitlik” ilkesine aykırıdır ve bireysel silahlanmayı teşvik etmektedir.

Silah Kanunu Tasarısı’nda yer almayan ancak bu kanun ve bağlı yönetmelik gibi ilgili mevzuatta yer alması gereken şu hususlar dikkate alınmalıdır:
1) Merkezi veri tabanı, chip’li ve TC kimlik numarası olan silah taşıma veya bulundurma belgesi,
2) Ruhsatlandırma öncesi sertifikalandırılmış zorunlu eğitim,
3) Ruhsat sonrası kriminal ve sağlıktan kaynaklanan otomatik iptal sistemi,
4) Eş, aile hekimi, avukat gibi ruhsatlandırmaya referans sisteminin getirilmesi,
5) Ruhsatlandırmada silah kasası zorunluluğunun ve denetimlerinin belirlenmesi,
6) Ruhsatlandırmada başvurunun işleme konulması için bekleme süresinin belirlenmesi,
7) Sahip olunabilecek silah sayısının sınırlandırılması...