Türkiye Çocuk Zirvesi 13.Yıl Kutlama Toplantısı

19 Kasım 2008
Yunus Emre Kültür Merkezi - Ataköy
 
Nazire DEDEMAN
Umut Vakfı Kurucu Başkanı
Konuşma Metni 

 
Toplumsal şiddet, silahsızlanma perspektifinden çocuk hakları
 

 
Sayın konuklar,
Toplumsallaşma çocukluk çağında başlar, gençlik çağında hızlanır ve bu süreçte biz yurttaşlar toplumsal değerleri ve normları öğreniriz.
 
Prof. Özcan Köknel’in de belirttiği gibi, insanlar çocukluktan başlayarak, saldırgan davranışlara ve şiddet eylemlerine özgü kalıpları öğrenirler.  Toplumsallaşma sürecindeki bu öğrenmede, özellikle aile, kültürel çevre, okul, kitle iletişim araçları, gündelik yaşamlarında iletişimde bulundukları çevre yarının yetişkinleri olacak çocuklarımızın yaşamlarını şekillendirir.
 
Şiddetin en uç noktası bireysel silahlanmadır. Türkiye’de, ortalama 2,5 milyon civarında ruhsatlı, bunun en az 3 katı da ruhsatsız silah olmak üzere yaklaşık 8 ile 10 milyon civarında bireysel silah mevcutur. Her yıl ortalama 3 bin yurttaşımız bu silahlar nedeniyle hayatını kaybetmektedir.
 
Adli Tıp Kurumu’nun Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) bildirdiği rakamlara göre; 2007 yılında yalnızca İstanbul’da, adli otopsi yapılan olgularda görülüyor ki;  ortalama her 8 kişiden 1’i ateşli silahlarla hayatını kaybetmiştir. Ölen ortalama her 20 kişiden 1’i ise çocuktur. Bu ölümlerin %90’ı tabanca ve kısa, uzun namlulu silahlarla gerçekleştirilmiştir.
 
Çocuklarımızın da ölümüne sebep olan, onlara, barışın hakim olduğu bir toplum bırakma tasarımıza engel olan bireysel silahlanma, bir şiddet biçimi olarak henüz çocukluktan itibaren öğrenilen bir davranıştır. 
 
Çocuk; babasının silahını görür ve merak eder. Çocuğa alınan oyuncak silah, aynı zamanda bir öğrenme aracıdır. 
 
Kitle iletişim araçlarında ateşli silahların sıklıkla kullanıldığı dizilerden ve programlardan ateşli silahların ne işe yaradığını öğrenir. 
 
Silahlanmadan en fazla zarar görenler kadınlar ve çocuklardır. 
 
Kutlamalarda ve sokakta rasgele ateşlenen silahlar çocukların hayatlarını tehdit eder. 
 
Bilgisayar oyunlarındaki yaygın şiddet çocuklarımızın zihinsel ve psikolojik gelişimleri açısında önemli bir tehdittir
 
Toplumdaki “yiğitlik silahla olur” yargısı genç yaşta çocukların zihinlerine nakşedilir.
 
Anne-babasının aldıkları oyuncaklar, aile içindeki “erkek” ve “kadın” olarak anne-babanın davranış kodları toplumsal cinsiyet rollerini belirler. Kız çocuğa bebek, erkek çocuğa oyuncak silah alınması bu öğrenmenin çok tipik bir örneğidir. 
 
Erkek çocuk oyuncak silahı ve oyuncak askerleriyle “şiddetin” toplumsal biçimini benimsemiş olur; ileride “ev”ini korumak için silahlanacaktır. Kız çocuk ise, “ev”in içini düzenleyecektir.
 
Şiddet ve bireysel silahlanma, ülkemizdeki kültürel yapılar ve değerler sisteminde de yerleşiktir.
 
Örneğin; küçük yaştaki erkek çocuklara, hafif cezai müeyyidelerden dolayı, namus, töre ve kan davası  adına cinayet işletilmesi son derece vahimdir. Çocuğun hayatı hem büyükler tarafından karartılmaktadır, hem de çocuk henüz hayatının baharında büyük bir suçun ağırlığını omuzlarında taşımak zorunda bırakılmaktadır. 
 
Bu durum, çocuğun yaşam hakkının istismarıdır.
 
Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 6. Maddesi’ne göre taraf devletler:
 
Her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu kabul ederler. 
 
Çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çabayı gösterirler.
 
Öyle ise çocuğun yaşama hakkını garantiye almak ve bireysel silahsızlanmayı benimsemesini sağlamak önce devletin görevidir.
 
Çocuklarını ateşli silahların şiddetinden korumak ise her ebeveynin sorumluluğudur.
 
Bu nedenle, önce yetişkinlerin silahsızlanmaları ve tedbir almaları gerekir.
 
En korkunç kazalar ve cinayetler, çocuklar, evde silahı keşfettiklerinde meydana gelmektedir.
 
Çocuklarımızı silahlardan korumanın çok basit ama son derece yaşamsal önemde tedbirleri olduğu konusunda uzmanlar bizleri uyarmaktadırlar:
 
Öncelikle evde bulunan silahı boşaltın, parçalarına ayırın ve kilitli yerlerde tutun. 
 
Mutlaka, silahla kurşunları ayrı ayrı ve kilitli yerlerde saklayın.
 
Çocukların oynayacağı ya da oyun oynamak için gittiği yerlerde silah bulunmamasına dikkat edin. Oyun alanlarına çıkmadan önce orada silah bulunmadığını kontrol edin ve emin olun. 
 
Silahların yarattığı tehlikeler hakkında çocuklarınızla konuşun.
 
Çocuklarınıza, eğer ortalıkta görürlerse ya da bulurlarsa kesinlikle dokunmamalarını ve hemen anne-babasına veya yakınında bulunan bir yetişkine haber vermesi gerektiğini öğretin.
 
Ve anneler, babalar, öğretmenler! 
 
Çocuklarımızın silahla yaralanmalarından ve ölümlerinden sizler sorumlusunuz, bizler sorumluyuz. Bizler, neyi seçersek çocuklarımız için o doğrudur. Çocuklarımızın mayası, bizim seçtiklerimizle, bizim yönlendirmelerimizle yoğrulur. 
 
Onların yaşama hakkını güvenceye almak bizim sorumluluğumuzdur...
 
Ve sevgili çocuklar, gençler! 
 
Dostluk içinde, sağlıklı yaşamak sizin hakkınız. Hakkınıza ve geleceğinize sahip çıkın. Hukukun üstünlüğüne inanın, hak ve sorumluluklarınızı öğrenin, yerine getirin ve talep edin. Bu konuda yetişkinleri uyarın...
 
Dinlediğiniz için teşekkür ederim.
 
Umut dolu yarınlara