22. Bireysel Silahsızlanma Ödüllü "Yaşama Hak Tanıyın" El Yazması Mektuplar Yarışması

Fotoğraflar

Nazire Dedeman Çağatay
Umut Vakfı Kurucu Başkanı

Birincilik Ödülü - Özge Balçın

İkincilik Ödülü - Serap Tunç

Üçüncülük Ödülü - Hasan Aydın

Basın Dosyası

BASIN BÜLTEN                        28 Eylül 2017
UMUT VAKFI - 28 EYLÜL BİREYSEL SİLAHSIZLANMA GÜNÜ
 
BİREYSEL SİLAHLARLA BU YIL DA SON 8 AY İÇİNDE 2525 OLAYDA; 1575 KİŞİ ÖLDÜ, BİR KISMI AĞIR
2 670 KİŞİ DE YARALANDI
 
Umut Vakfı olarak, her yıl ortalama 4 bin 500 kişinin bireysel silahlarla can verdiği Türkiye’de “Bireysel silahsızlanmanın önemine dikkat çekmek ve bu konudaki toplumsal farkındalığın, birlikteliğin güçlenmesini sağlamak” amacı ile her yıl 28 Eylül “Bireysel Silahsızlanma Günü’nü yineliyoruz. 
 
Türkiye’de her gün yeni canlara mal olan, annesiz, babasız,evlatsız kalanların acılarıyla yanık yüreklerin çoğaldığı bir dönemde bireysel silahlara karşı mücadelemizde bu amaç ile; 22 yıldır aralıksız sanatın çeşitli dallarında ödüllü yarışmalar ve sokak etkinlikleri düzenlemekteyiz.  Bu yıl da konusu “El Yazması Mektuplar” olarak belirlenen yarışmayı kazananlara ödülleri 28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü’nde vakıf bünyesinde düzenlenecek sade bir törenle verilecektir…
 
Her yıl olduğu gibi 28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü öncesinde yine ulusal ve yerel basını günü gününe izleyerek tuttuğumuz istatistiklerden oluşan raporumuzu da hazırladık… Maalesef ülkemizde bireysel silahların kullanımının “hiçbir önlem alınmaması”, nedeniyle daha da arttığı gerçeğiyle karşı karşıya kaldık. Bugün ülkemizde en az yüzde 85’i ruhsatsız 25 milyon bireysel silah olduğu tahmin edilmekte.

Umut Vakfı’nın yakmak için çabaladığı ışık artık herkesin misyonu oldu. Silahlı şiddetin toplumsal bir sorun olduğuna dair toplumda bilinç oluştu. Artık yurttaşlarımız, gerek vakfımızı arayarak gerek sosyal medya gibi birçok platformda bireysel silahsızlanma talep ediyorlar. Şimdi sıra toplumsal soruna tepki veren yurttaşların sesine, siyasiler tarafından cevap verilmesindedir.

 
Türkiye genelinde basına yansıyan “üçüncü sayfa haberlerine” göre, bir önceki yıl Bireysel Silahlarla toplam 1.990 cinayet işlenirken; 2017 yılının 22 Eylül’üne kadar ateşli silahlarla işlenen 2525 olayda; 1575 kişi öldü, bir kısmı ağır 2 670 kişi de yaralandı. Hastanelere kaldırılan bu yaralıların ne kadarının daha sonra öldüğünü maalesef bilemiyoruz.

Bu nedenle bireysel silahlanmayı durdurabilmek için cezaların ağırlaştırılması gerektiği elzemdir… İlgili komisyonda kadük hale getirilmiş olan “Silah Kanun Tasarısı” yeniden ele alınmalı, silahlanmayı zorlaştıracak düzenlemeler yapılmalıdır…
 
UMUT VAKFI
Basın ile ilgili detaylı bilgi için :  Ebru İlke Bingör
 
Tel : 0 212 216 06 70 – 0542 234 1221 – 0 530 238 11 96          EMail : ebru.ilke@umut.org.tr ; savacisibel@gmail.com    
 
28 Eylül 2017 BİREYSEL SİLAHLANMA İSTATİSTİKLER :
YAKLAŞIK YÜZDE 27 ARTTI
Bu yılın 265 gününde işlenen ve bir önceki yıla göre yüzde 27 artış gösteren bu bireysel silahlı olayların; 1057’sinde tüfek, 90’ında beylik tabancası, 866’sında tabanca, 511’inde çoğunluğu bıçak olmak üzere kesici aletler kullanıldı. İnanılmaz, ama bu yıl bir kızgın adam da gönül ilişkisi yaşadığı kadınla birlikte oturduğu evi “dinamitle” patlattı… Bu olay dahil 2017 yılının 22 Eylül tarihine kadar meydana gelen olayların yüzde 79.76’sında ateşli silahlar, yüzde 20.24’ünde kesici aletler kullanıldı…
Bu yıl 22 Eylül’e kadarki 265 günde aralarında dinamitle parçalanarak öldürülen Nurcan Demiröz’ün olayının da bulunduğu toplam 324 kadın cinayeti basına yansıdı ve bazıları adliye kapısında, hatta daha geçenlerde Kilis’te yaşandığı gibi adliyede gerçekleşen bu kadın cinayetlerinde toplam 272 kişi öldü, bazıları ağır 147 kişi de yaralandı

Bireysel silahlanma neden umursanmıyor?
Ülkemizde silahlanma hepinizin de, malumu olduğu gibi gerek bölgemizdeki çatışmalar, savaşlar nedeniyle gerekse de cezaların caydırıcı olmaması, ağır yaptırımlar getirilmemesi, internetten ucuza peynir ekmek gibi ruhsatsız silahların satışının önlenememesi, insanların bu konuda eğitilip, bilinçlendirilmemesi nedenleriyle son sürat devam ediyor… Bugün ülkemizde çoğunluğu yani en az yüzde 85’i ruhsatsız 25 milyon bireysel silah bulunduğunu söylersek inanın abartmış olmayız…
İnanın belki de az söylüyoruz. Çünkü; son zamanlarda suçluların, çetelerin sokaklarda pervasızla çatıştıklarına tanık oluyoruz ve organize suçlarla mücadele ekiplerinin pek çok kentte yaptıkları operasyonlarda suçluların evlerinin adeta “cephanelik” gibi olduğunu belirliyor. İşte en son Eskişehir’de yaşandı. Organize suçlarla mücadele kapsamında 23 Eylül’de düzenlenen operasyonda 13 kişi gözaltına alındı ve yapılan aramada evlerinin cephanelik gibi olduğu görüldü: 17 dinamit lokumu, katran izoleli saniyeli fitil, dört adet ruhsatsız tabanca, 283 çeşitli çaplarda tabanca fişeği, dört adet yivsiz av tüfeği, bir pompalı tüfek 172 av tüfeği fişeği, iki kurusıkı tabanca, 13 kurusıkı tabanca fişeği, bir sustalı bıçak, bir adet kasatura bıçak…
Sonuçta da; hemen her gün, fındıkkabuğunu bile doldurmayacak gerekçelerle insanlar öldürülüyor, adına yorgun mermi denilen maganda kurşunlarıyla masumlar can veriyor… Ve her yıl bireysel silahlarla işlenen cinayetler artıyor.
İstatistikler de gösteriyor ki; 2015 yılının aynı döneminde bireysel silahlarla işlenen suçların yüzde 74’ü ateşli silahlarla işlenirken 2016 yılının aynı döneminde meydana gelen olayların ise yüzde 76.68’inde tabanca, tüfek, kalaşnikof gibi ateşli silahlar, yüzde 23.32’sinde kesici aletler kullanıldı. 2017’yılın 22 Eylül’üne kadar işlenen bireysel suçlarda ateşli silahların kullanımının ise yüzde 79.76’ya yükseldiğini görüyoruz… Yani bir önceki yılla kıyaslandığında bireysel şiddette ateşli silahların kullanımında yüzde 3.08, 2015 ile kıyaslandığında da, 5.76’lık bir artış bulunuyor…
Kadın cinayetlerine de yıllara göre baktığımızda yükselişe tanık oluyoruz… Geçen yıl aynı dönemde 34’ü koruma altında 248 kadının cinayete kurban gittiğini görüyoruz. Bu yılın aynı döneminde ise 324 kadın cinayetinde 272 kadın ve aile bireyi öldürüldü, 147 kişi de yaralandı…
İçişleri Bakanlığı ve Emniyet birimlerindeki gerçek rakamlar elbette ki daha fazladır. Ancak bu rakamlarda sürekli artan bir silahlı şiddet eğilimi olduğunu ortaya koyuyor ve biz bu bağlamda Umut Vakfı olarak; bir kez daha ruhsatsız silah bulundurma konusunda cezaların yeterli olmadığını vurgulamak istiyoruz…
Ayrıca verilen cezalar da genellikle mahkemelerce ya erteleniyor ya da para cezasına çevriliyor ve silahla, üstelik de ruhsatsız silahla insanları yaralayan, öldüren pek çok insan cezaevlerinin kapasitesinin çok çok üstünde dolu olduğunu da gözetirsek elini kolunu sallayarak dışarda geziyor. Cezalarda sınırın düşük olması yani suçun bir nevi cezasız kalması nedeniyle kişilerin ruhsatsız silah bulundurmayı tekrarlayabildikleri de dikkat çekiyor.
Bu nedenle bireysel silahlanmayı durdurabilmek için cezaların ağırlaştırılması gerektiği elzemdir… İlgili komisyonda kadük hale getirilmiş olan “Silah Kanun Tasarısı” yeniden ele alınmalı, silahlanmayı zorlaştıracak düzenlemeler yapılmalıdır…

Umut Vakfı


İstatistikler
 
Nazire Dedeman Çağatay Konuşma Metni

Umut Vakfı
Bireysel Silahsızlanma Günü
El Yazması Mektuplar Yarışması Ödül Töreni
Nazire Dedeman Çağatay
Point Hotel İstanbul
28 Eylül 2017

 

Değerli konuklarım,
Hoş geldiniz...
 
Bir 28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü etkinliğinde daha bir aradayız…
Umut Vakfı’nı sizlerin de destekleriyle tam 24 yıl önce kurmuştuk… Sizin de bildiğiniz gibi yıllardır gerek bireysel silahlanmaya karşı, gerekse hukukun üstünlüğünün ülkede egemen kılınması için etkinlikler düzenledik, mücadele ettik…
En anlamlı ve ses getiren etkinliklerimizden birisi de; toplumsal barış ve uzlaşmaya önemli bir katkı sunan 28 Eylül Bireysel Silahsızlanma Günü’nde her yıl gerçekleştirdiğimiz “Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü” etkinliğimizdi…
Ne var ki; Taksim meydanda etkinlik yasağı nedeniyle 2013 yılından bu yana söz konusu etkinliğimizi yapmamız mümkün olmadı. Oysa, yakınlarını bireysel silahlarla kaybedenlerin acılarını toplumla paylaşmalarını, başka insanların da bu silahlarla ölmemeleri için seslerini duyurabilmeyi amaçlıyordu “Sessiz Ayakkabıların Yürüyüşü”… Bildiğiniz gibi mağdurlar, Taksim’de gerçekleştirdiğimiz bu etkinlikte bir halı boyu kadar yürüyerek öldürülen yakınlarının ayakkabılarını kırmızı halı üzerine bırakıyorlardı. Toplumun; bireysel silahlanmanın korkunç boyutuyla yüzleşmesini sağlamaya çalışıyorlardı…
Bu anlamlı günde diğer bir etkinliğimiz ise yine bireysel silahsızlanmayı özendirmek, tehlikelerine dikkat çekmek amacıyla her yıl değişik dallarda düzenlediğimiz ödüllü yarışmamızdı. Ki; bugün burada kazananlara ödüllerini sunacağımız yarışmamızın konusunu geçen yıl “El Yazması Mektuplar Yarışması” olarak belirlemiştik. Ancak ülkemizde yaşanan olağanüstü dönem nedeniyle geçen yıl etkinliğimizi yapamadığımız gibi yarışmamızı da bu yıla ertelemek zorunda kalmıştık…
Ve bu yıl Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu, Dr. Ercan Kesal, gazeteci-yazar Celal Üster, avukat Fikret İlkiz ve psikiyatr Ayhan Akcan’ın da aralarında bulunduğu değerli jüri üyelerimizin yaptıkları değerlendirmeler sonucunda kazananlar belirlendi. Biraz sonra kendilerine ödülleri taktim edilecek…
Yarışmaya katılan herkese ve Seçiciler Kurulu’na çok teşekkür ederken ödül alan dostlarımızı da tek tek kutluyorum…
Değerli dostlarım;
Her gün sizlerde tanık oluyorsunuz gerek ülkemizde, gerekse de dünyada silahlanmanın boyutunun geldiği aşamaya, insanların mağduriyetine…
Her gün bir fındıkkabuğunu doldurmayacak nedenden çıkan tartışmadan uyuşturucu çetelerinin pervasızlığına kadar sokaklarda yaşanan çatışmalara, düğünlerde, asker eğlencelerinde rast gele ateşlenen ve de çoğunluğu ruhsatsız silahlarla işlenen cinayetlere tanık oluyorsunuz… Pek çok masum insan bu nedenle yaşama veda etmek zorunda kalıyor…
Bakın silaha her yıl servet harcıyoruz. Bunu devletin silahlanması anlamında söylemiyorum, bireysel olarak silahlanmada her yıl milyonlarca TL harcıyor insanlar.
Yapılan araştırmalar da, bireysel silahlanmanın son yıllarda en az yüzde 50 arttığını ortaya koyuyor ki, Türkiye bireysel silahlanmada 178 ülke arasında 14’üncü ülke durumunda…
Sevgili Umut Vakfı mütevelli, yönetim ve danışma kurulu üyelerimiz Vakfımızın da katkılarıyla bir dönem “Silah Kanun Tasarısı” hazırlanmış ve İçişleri Komisyonu’na kadar getirilmiş, önemli tartışmalar yaşanmıştı. Ancak bu tasarı bugün kadük oldu…
Maalesef at-avrat-silah üçlemesinden hala vazgeçemedik ve argo konuşmanın hakim olduğu üç mevzunun birinde sıkarım, boşaltırım gibi silah çağrışımlı argo kelimeler kullanmaya devam ediyoruz. Üzücü, ama bugün televizyonlarda en çok izlenen saatlerde yayınlanan hemen her dizi de, “silahlar” özendirici nesne olarak kullanılıyor…
Ve sonuç ortada; geçen yıl 22 Eylül 2016 tarihine kadar ülkede (anti parentez içinde belirtiyorum, gazetelere günü gününe yansıyan cinayetlerden derlediğimiz istatistiklere göre) silahlarla bin 990 cinayet olayı yaşanırken bu yıl 22 Eylül tarihine kadar 2 bin 525 silahlı cinayetin işlendiğini görüyoruz. Yani bir önceki yıla göre yaklaşık yüzde 27’lik artış bulunuyor.
Bu olaylarda bin 575 yurttaşımız öldü, 2 bin 670 yurttaşımız da yaralandı maalesef. Bu cinayetlerin yüzde 20.24’ünde kesici aletler kullanılırken, yüzde 79. 76’inde dinamit ve suikast silahları dahil ateşli silahların kullanıldığına tanık oluyoruz… Cinayetlerde ateşli silahların kullanımındaki artışın da bir önceki yıla göre yüzde 3.07 olduğunu görüyoruz…
 
Değerli konuklarım, eminim ki dikkatinizi çekmiştir. Geçenlerde; ruhsatsız silahlara ilişkin af kapsamında Avustralya’da yaklaşık 26 bin kayıt dışı silah telim edildiği bilgisi medyaya yansıdı…
Avustralya Adli İşler Bakanı Michael Keenan, internet sitesinde yayınlanan yazısında, günde ortalama 464 silahın teslim edildiğini belirterek “Bu harika bir sonuç. Bu Avustralyalılar’ın kendilerini, ailelerini ve toplumlarını koruma konusunda ciddi olduğunu gösterir” açıklamasını yaptı.
Bakan Keenan, af dönemi dışında ruhsatsız ateşli silahla yakalananların 280 bin Avustralya dolarına (226 bin dolar) kadar para ve 14 yıla kadar da hapis cezasına çarptırılabileceğini vurguladı…
İlginç değil mi?
Bir o kadar da mükemmel bir çalışma…
Ne dersiniz, böylesine bir çalışma, böylesine bir af Türkiye’de de yapılamaz mı? Ki, Umut Vakfı olarak ülkemizi yönetenlere sesleniyoruz; “Her gün düğünlerde, trafikte, asker uğurlamalarında, tartışmalarda internetten alınan ruhsatsız silahlar kullanılıyor… Ağır cezalar, yaptırımlar getirin ve siz de Avustralya’da olduğu bir afla bu silahları toplayın…”
Ayrıca bireysel silahlanmayı önlemek amacıyla öncelikle bir milli eğitim programı geliştirin, ve bireysel silahların ne denli tehlikeli olduğu konusunda insanları eğitin, bilinçlendirin…
Biz de; sorumlu yurttaşlık bilinciyle Umut Vakfı olarak bu tür çalışmalarda her zamanki gibi destek vermeye hazırız…
Beni dinlediğiniz için teşekkür ederim…
Umut dolu yarınlara...
 
Nazire Dedeman Çağatay
Umut Vakfı Kurucu Başkanı 
 
Yarışma Sonucu
Birincilik Ödülü - Özge Balçın
İ
kincilik Ödülü - Serap Tunç - Diyarbakır
Ü
çüncülük Ödülü _ Hasan Aydın - Siirt
M
ansiyon Ödülü - Sami Kaya - Bursa
Başvuru Formu
Buraya Tıklayınız

Seçici Kurul Üyeleri
Dr. Ayhan Akcan (Psikiyatrist, Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi)
Nazire Dedeman Çağatay  (Umut Vakfı Kurucu Başkanı)
Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu (İletişim Akademisyeni)
Av. Fikret İlkiz  (Umut Vakfı Seçilmiş Mütevellisi ve Yönetim Kurulu Üyesi)
Ercan Kesal  (Hekim, Sinema Oyuncusu, Yazar)
Celal Üster (Cumhuriyet Gazetesi ve Cumhuriyet Kitap Yazarı ve Çevirmen)

Poster
Konu
Herkesin mutlu ve huzurlu bir toplumda, korkusuzca ve güven içinde yaşama hakkı için “bireysel silahlanma” sorunuyla mücadele etmek Umut Vakfı’nın öncelikli görevlerindendir. 
 
Ülkemizde, düğünlerde, asker uğurlamalarında, spor karşılaşmalarında, sevinçli ve mutlu günlerimizdeki kutlamalarda, toplumsal birlikteliklerimizde, trafikte sinirlenince, en ufak tartışmalarda ve şiddetin egemen olduğu ortamlarda bireysel silahlarla işlenen cinayetler, yaralanmalar; en sevdiklerimizi, en yakınlarımızı, akrabalarımızı, komşularımızı, arkadaşlarımızı, öğrencilerimizi, çocuklarımızı, bebeklerimizi bizlerden koparıyor ve onları sonsuzluğa uğurluyoruz. Veya ömür boyu izini taşımalarını yaşıyoruz.
 
Silahların ve kurşunların adres sormadığı olaylar yüzünden en yakınlarımız mağdur oluyor veya onları kaybediyoruz. 
 
Elyazması mektuplar yakınları bireysel silahlar sonucunda mağdur olmuş veya yitirilmiş insanların  mağduriyet ve hasret mektuplarıdır.  
 
El yazması mektuplar; geçmişte veya günümüzde yaşadığınız veya tanık olduğunuz herhangi bir bireysel veya toplumsal sorunu, yaralanmış, sakatlanmış, bireysel silahlarla işlenmiş cinayetler yüzünden yaşamdan koparılmış, sevdiğiniz yakınınızla karşılıklı sohbet edercesine, olup bitenlerden haber verir gibi, yanınızda olmadığı ve gelemeyeceği için mektup yazarak duygularınızı, hasretinizi, görüşlerinizi, düşüncelerinizi paylaşarak kaleme aldığınız mektuplardır. Suya değil, beyaz kağıda yazılmış geçmiş ve geleceğin mektuplarıdır…
 
Ateş düştüğü yeri yakar ama acılar paylaşılmakla azalır. Acıları, hasretleri, özlemleri, görüşleri, el yazması mektuplarla hem mağdur veya yitirdiğiniz yakınızla hem de bizlerle paylaşarak, başkalarının aynı acıları yaşamamasına, daha yaşanılır, daha mutlu, barış içinde, çatışmasız ve güven içinde yaşadığımız bir toplum yaratılmasına katkıda bulunabilirsiniz.  
 
Artık unutulan mektupları ve mektup yazmayı yeniden hatırlamak istiyoruz. 
 
Yakınlarımızın yanıt vermesi mümkün olmasa bile onları el yazması mektuplarımızla yaşatmak, anıları çoğaltmak ve paylaşmak, onları anmak, yaşanabilir bir dünya yaratmaya katkıda bulunmak için el yazınızla mektup yazmaya çağırıyoruz.
 

Açıklama
Bireysel silahsızlanmaya dikkat çekmek amacıyla her yıl geleneksel olarak düzenlediğimiz, ancak geçen yıl ülkemizde yaşanan olağanüstü olaylar nedeniyle ertelemek zorunda kaldığımız 22. Geleneksel Ödüllü “Bireysel Silahsızlanma: Yaşama Hak Tanıyın” konulu El Yazması Mektuplar Yarışması’nı bu yıl yeniden düzenliyoruz…

Yarışmayı ertelemek zorunda kaldığımızda; katılmak için mektup gönderenlere “mağdur olmamanız için yarışma gelecek yıl yapıldığında mektuplarınızı geçerli sayacağız” sözü vermiştik. Ve sözümüz gereği bu mektupları da yeni katılımcıların mektuplarıyla birlikte Yarışma Jürisinin değerlendirmesine sunacağız… Katılımcılara ve yeni katılımcılara duyururuz. 
Şartname

UMUT VAKFI 28 EYLÜL 2017

BİREYSEL SİLAHSIZLANMA GÜNÜ
22. GELENEKSEL ÖDÜLLÜ YARIŞMA
“BİREYSEL SİLAHSIZLANMA: YAŞAMA HAK TANIYIN”

KONULU EL YAZMASI MEKTUPLAR YARIŞMASI
 
 
 
 
KONUSU VE AMAÇ
 
Herkesin mutlu ve huzurlu bir toplumda, korkusuzca ve güven içinde yaşama hakkı için “bireysel silahlanma” sorunuyla mücadele etmek Umut Vakfı’nın öncelikli görevlerindendir.
 
Ülkemizde, düğünlerde, asker uğurlamalarında, spor karşılaşmalarında, sevinçli ve mutlu günlerimizdeki kutlamalarda, toplumsal birlikteliklerimizde, trafikte sinirlenince, en ufak tartışmalarda ve şiddetin egemen olduğu ortamlarda bireysel silahlarla işlenen cinayetler en sevdiklerimizi, en yakınlarımızı, akrabalarımızı, komşularımızı, arkadaşlarımızı, öğrencilerimizi, çocuklarımızı, bebeklerimizi bizlerden koparıyor ve onları sonsuzluğa uğurluyoruz. Veya ömür boyu izini taşımalarını yaşıyoruz.
 
Silahların ve kurşunların adres sormadığı olaylar yüzünden en yakınlarımız mağdur oluyor veya onları kaybediyoruz.
Elyazması mektuplar yakınlarını bireysel silahlar sonucunda mağdur olmuş veya yitirilmiş insanların mağduriyet ve hasret mektuplarıdır.
El yazması mektuplar; geçmişte veya günümüzde yaşadığınız veya tanık olduğunuz herhangi bir bireysel veya toplumsal sorunu, yaralanmış, sakatlanmış, bireysel silahlarla işlenmiş cinayetler yüzünden yaşamdan koparılmış sevdiğiniz yakınınızla karşılıklı sohbet edercesine, olup bitenlerden haber verir gibi, yanınızda olmadığı ve gelemeyeceği için mektup yazarak duygularınızı, hasretinizi, görüşlerinizi, düşüncelerinizi paylaşarak kaleme aldığınız mektuplardır. Suya değil, beyaz kağıda yazılmış geçmiş ve geleceğin mektuplarıdır.
 
Ateş düştüğü yeri yakar ama acılar paylaşılmakla azalır. Acıları, hasretleri, özlemleri, görüşleri, el yazması mektuplarla hem mağdur veya yitirdiğiniz yakınınızla hem de bizlerle paylaşarak başkalarının aynı acıları yaşamamasına, daha yaşanılır, daha mutlu, barış içinde, çatışmasız ve güven içinde yaşadığımız bir toplum yaratılmasına katkıda bulunabilirsiniz.
 
Artık unutulan mektupları ve mektup yazmayı yeniden hatırlamak istiyoruz.
 
Yakınlarımızın yanıt vermesi mümkün olmasa bile onları el yazması mektuplarımızla yaşatmak, anıları çoğaltmak ve paylaşmak, onları anmak, yaşanabilir bir dünya yaratmaya katkıda bulunmak için el yazınızla mektup yazmaya çağırıyoruz.
 

KOŞULLAR

Bu yarışmaya sadece bireyler arasında yaşanmış herhangi bir şiddet olayı sonunda ve/veya bireysel silahla ve silah tanımına giren örneğin ateşli silah, saldırı ve savunmada kullanılmak üzere yapılmış kesici, delici veya bereleyici alet, bıçak ve elverişli diğer şeylerle işlenen kazalar, cinayetlerde yakınları zarar görmüş veya kaybetmiş olan mağdurlar ve onların çevresindeki gerçek kişiler katılabilirler.Yarışmaya katılanların geçmişte yaşadıkları mağduriyetler gerçek olmalıdır.
 
Terör olayları nedeniyle yaşanan yaralanma ve ölümlerden doğan mağduriyetler bu yarışmanın konusu dışındadır. Yarışmaya katılma dili Türkçe’dir.
Başvurucu sadece bir mektupla yarışmaya katılabilir.
 
Başvuru sahipleri yarışmaya kendi seçtikleri “rumuzla” katılacaklardır.
 
Başvuru mektubu, başvurucunun el yazısı ile yazılmış en az 500 ve en çok 2000 kelime olmalıdır. Başvurulan mektup daha önce yayınlanmamış, özgün ve daha önce herhangi bir yarışmaya katılmamış olmalıdır.
 
Mektup formatında yazılmalıdır. Bir mektupta bulunması gereken yer, tarih, selamla giriş bölümü olan, kötüleme, kin, düşmanlık, ayrımcılık, nefret dili içermeyen, insan onurunu zedelemeyen ve nezaket kurallarına uygun bir dille yazılmış olmalıdır.
 
Başvurucunun el yazması mektubunun başında sadece seçtiği rumuz ve mektup yazılan kişinin adı veya başvurucunun koyduğu başlık bulunacaktır.
 
Mektup içinde başvurucunun kimliğinin tanınmasına neden olacak veya yazan kişinin kim olduğunu çağrıştıracak herhangi tanıtım ve tanınmasına neden olacak bir ibare bulunmayacaktır.
 
El yazması mektubun hukuki ve cezai sorumluluğu yazana aitdir.
 
Yarışma koşullarına uygun olmayan mektuplar ile yarışma süresi geçtikten sonra gönderilen mektuplar ve el yazısıyla yazılmamış olan mektuplar yarışmaya alınmayacaktır.
 
El yazması mektubun gönderildiği zarfın içinde ayrıca üzerinde Başvurucunun seçtiği “RUMUZ” yazılı olan ve içinde başvurucunun adı, adresi, üzerinde seçilen rumuzun yazılı olduğu başvurucunun nüfus kâğıdı fotokopisi ve mektubun yazıldığı kişinin adı yazılı başvuru formu bulunan zarf ağzı kapatılmış olarak gönderilecektir.
 
Değerlendirme jürisi mektupları başvurucu rumuzları üzerinden değerlendirecektir. Değerlendirme sonuna kadar üzerinde başvurucunun rumuzu yazılı olan zarflar kapalı tutulacaktır.
 
Orijinal el yazması mektubun; okunmasının sağlanması amacıyla bilgisayarda dizilmiş ve CD’ye kaydedilmiş olarak en az yedi nüsha çoğaltılmış haliyle gönderilmelidir. Bilgisayar çıktısı yazı ve CD kaydı ile mektup arasında çelişki olması halinde başvurucunun el yazması orijinal mektubu esas alınacaktır.
 
Başvuru formunun ayrılmaz bir parçası kabul edilen bu Şartnamede yazılı olan koşulları kabul eden başvurucu bu şartnameyi seçtiği rumuzu yazarak altını imzalamıştır.
 

YARIŞMA TESLİM ADRESİ

Ad Soyad     : Ebru İlke Bingör
Tel              : 0212 216 06 70
Adres          :  Umut Vakfı, Yıldız Posta Cad. No:52/1 Esentepe, İSTANBUL
E-posta        : ebru.ilke@umut.org.tr - vakif@umut.org.tr
 
SEÇİCİLER KURULU (Soyadına göre alfabetik sırayla)
 
Dr. Ayhan Akcan
Nazire Dedeman Çağatay 
Prof. Dr Yasemin İnceoğlu 
Av. Fikret İlkiz
Ercan Kesal
Celal Üster                           
(Psikiyatrist, Umut Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi)
(Umut Vakfı Kurucu Başkanı)
(İletişim Akademisyeni)
(Umut Vakfı Seçilmiş Mütevellisi ve Yönetim Kurulu Üyesi)
(Hekim, Sinema Oyuncusu, Yazar)
(Cumhuriyet Gazetesi ve Cumhuriyet Kitap Yazarı ve Çevirmen)




ÖDÜLLER

Umut  Vakfı  28  Eylül  Bireysel  Silahsızlanma  Günü  etkinliği  kapsamında  düzenlenen  El  Yazması  Mektuplar
Yarışması’nda, katılan eserler Birincilik, İkincilik ve Üçüncülük ödülleri Seçiciler Kurulu tarafından açıklanacaktır. Dereceye giren yapıtlara verilecek ödüller şöyledir:
 
•  Birincilik Ödülü    : 4.000 TL
•  İkincilik Ödülü     : 3.000 TL
•  Üçüncülük Ödülü : 2.000 TL
 
Ayrıca, Seçiciler Kurulu, her dalda özel ödül (plaketi) ve mansiyon (plaketi) ile eserlerin övgüye değer görüldüğünü belirlemekte serbesttir

YARIŞMA TAKVİMİ
 
Son Katılım Tarihi           
Seçici Kurul Toplantısı     
Ödül Töreni                       
:18 Ağustos 2017, Cuma
:8 Eylül 2017, Cuma
:28 Eylül 2017 Perşembe

ÖDÜL TÖRENİ
 
Ödül alan yapıtların sahiplerine ödülleri, 28 Eylül 2017 günü düzenlenecek Ödül Töreni’nde sunulacaktır.

TELİF HAKKI
 
Umut Onurlu Önderler Yetiştirme Vakfı, yarışmada ödül alan ve bağışlanan çalışmaları katılımcının ismi açık olarak belirtilerek 5846 sayılı yasa kapsamında kullanma hakkına sahip olacaktır.
 
Ödül alan ve eserini bağışlayan katılımcılar, Umut Onurlu Önderler Yetiştirme Vakfı’na bedelsiz olarak devretmiş sayılacakları kullanım hakkıyla eserlerinin Umut Vakfı’nın tüm çalışmalarında, tanıtım, etkinlik ve eğitimlerinde, afiş, katalog, broşür armağan kitap ve bunun gibi her türlü tanıtım malzemelerinde kullanılmak, gösterilmek ve medyada yayınlama hakkı da dahil olmak üzere kullanım haklarına sahip olduğunu, çoğaltma, yayma, dağıtım ve gösterme hakkına sahip olduğunu kabul ederler.
 
Ödül alan veya eserini bağışlayan katılımcı, eserini teslim ettiği andan itibaren, Vakıf’ın amaçlarıyla sınırlı olarak yazılı basın, radyo ve televizyon ve diğer kitle iletişim araçları ile internet ortamındaki yayınlar, afiş, broşür, katalog, ajanda, poster, CD, DVD ve tüm dijital ortamlarda ya da takvim olarak yayınlanması bakımından yarışmaya katılan eserlerin kullanım hakkını Vakıf’ın devraldığını kabul ve taahhüt eder.
 
Katılımcı, yarışmaya gönderdiği yapıtın tümüyle kendisine ait olduğunu, bu yapıt nedeniyle 3. kişilerin 5846 sayılı FSEK ve diğer yasalardan kaynaklanabilecek isteklerinin tek ve mutlak muhatabının kendisi olduğunu, esere ilişkin hukuki ve cezai sorumluluğun da tümüyle kendisine ait olduğunu, sayılan hususlara ilişkin olarak Umut Vakfı’nın herhangi bir hukuki ve cezai sorumluluğunun bulunmadığını (ve eser sahibinin kendisine rücu hakkının saklı tutulduğunu) kabul, beyan ve taahhüt eder.
 
Kullanım hakkı eser sahibi ile birlikte düzenleyici kurum olarak Umut Vakfı’na aittir.
 
 
DİĞER HUSUSLAR
 
Yarışmaya katılan kişiler yarışma şartlarını ve seçici kurul kararlarını peşinen kabul etmiş sayılacaklardır.
 
Şartnamede belirtilmeyen hususlarda veya tereddüt halinde, Katılımcı ile Umut Vakfı arasında çıkabilecek anlaşmazlıklarda, Seçici Kurul hakemlik yapacaktır. Anlaşmazlıkların halinde Seçici Kurul yetkilidir.
 
Yarışmaya katılacaklara başarılar dileriz.